- 106,377
- 157,489
- 113
Lig şampiyonluğu görememiş 7 büyük yıldız
Döktükleri ter ile kesinlikle lig şampiyonlukları hak etmişlerdi ama futbol onlara bu konuda hiç iyi davranmadı..
Boynunda Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, Dünya Kupası ve 2 adet Avrupa Şampiyonası madalyaları olan bir oyuncunun, özellikle de görece başarılı olduğu dönemlerde üç büyük kulüpte oynamış, hatta Ballon d'Or oylamasında Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo'nun ardından üçüncü olmuşken, yerel bir ligi takımıyla zirvede tamamlamamış olmaması pek olası görünmüyor… Ama o Torres.
Atletico Madrid'de geçirdiği iki dönem arasında, Şampiyonluk yaşamak adına Mavilerin çifte zaferinden altı ay sonra Liverpool'dan Chelsea'ye katıldı, şampiyon olamadı ve Jose Mourinho'nun ikinci döneminde ligi kazandıkları sezon kiralık olarak takımdan ayrıldı. Tesadüf mü yoksa lig başarısının onu sevmemesi mi bilemedik…
Yılın Oyuncusu, Yılın Futbolcusu (iki kez), Ballon d'Or ikinciliği, İngiltere'de üç kez ve Dünya Kupası'nda bir kez Altın Ayakkabı kazandı. Hiç şüphesiz tüm zamanların en iyi forvetlerinden biriydi. Yine de Lineker'in kazandığı büyük kupa FA Cup, Copa del Rey ve Kupa Galipleri Kupası olurken, kariyeri boyunca gördüğü kırmızı ve sarı kart sayısı kadar lig şampiyonluğu yaşadı: yani sıfır.
Leicester ile ikinci ligi kazanmışlığı var ancak bir şekilde en üst lig şampiyonluğu ona nasip olmadı. Everton 1984'ten 1987'ye kadar 1., 2. ve 1. oldu, tahmin edin Lineker hangi sezon oradaydı ve 30 lig golü attı?
Barcelona'ya gittiğinde ise ilk sezon 2. bitirdi. Sonra altıncı. Ardından tekrar 2. oldu ve Barça'nın dört La Liga şampiyonluğu serisine başlamasından hemen önce Tottenham ile ligi üçüncü sırada bitirdi. Japonya'da da şampiyonluğa yaklaşamadı.
Belki de şampiyonluk alamamış futbolcuların en ünlüsü. Geçmişe dönebileceği tek bir fırsatı olsa herhalde ayağının kaydığı Chelsea maçına geri dönmek isterdi. Artık uğursuzluk mu denir ne denir bilinmez ama Liverpool’un Premier Lig şampiyonluğu yaşaması için Gerrard’ın futbolu bırakması gerekiyormuş sanki.
Gerrard’ı anıp onu anmazsak olmaz çünkü Liverpool’da orta sahada Gerrard ne ise defans hattında Carragher oydu. Birbirlerine denk gelen kariyerleri onları aynı mutsuz sona ulaştırdı, yani şampiyonsuzluğa. Ama olsun, birlikte kazandıkları muhteşem hikayesi olan bir Şampiyonlar Ligi kupaları var. Hem de İstanbul’da.
Griezmann için şampiyonluk adeta ondan kaçan bir olgu. Atletico Madrid’deyken Barcelona şampiyonluk yaşadı, Barcelona’dayken Atletico Madrid şampiyonluk yaşadı. Kariyerinin sonuna doğru yaklaşırken hala lig şampiyonluğu için şansı devam ediyor ama başarılı olabilecek mi, göreceğiz. Dünya Kupası'nı kazanmış bir futbolcu olarak bunu sorun etmiyordur belki de.
Roma’da taraftarların en az Totti kadar sevdiği bir isim olan De Rossi, Totti’nin de tek şampiyonluğu olan Roma’nın son şampiyonluğundan sonraki sezonda ilk maçlarına çıkmıştı. Bu şampiyonluğa yetişemediği gibi Roma ile şampiyonluğa da pek yaklaşamadı… Yok yok, aslında çok yaklaştı. Hem de sekiz kez. Kariyeri sırasında Roma tam 8 kez ligi ikinci sırada tamamladı.
Şimdilerde ise Mourinho’nun gönderilmesi sonrasında teknik direktör olarak Roma’nın başında olan isim, ilerleyen sezonlarda futbolcu olarak yaşayamadığı zaferi yaşamanın peşine düşecek.
Atletico'daki Griezmann gibi Reus da Dortmund'un partisine tam da partinin sona ermeye başladığı anda katıldı.
Reus 2012'de Borussia Monchengladbach'tan geldiğinde BVB arka arkaya lig şampiyonluğu kazanmıştı ancak Bayern Münih'in üstünlüğünü yeniden kurması Dortmund'un Reus'un ilk dört sezonunda yedi kez ikincilik yaşaması anlamına geliyordu: bir kez Şampiyonlar Ligi'nde, üç kez Bundesliga'da ve üç yıl üst üste Almanya Kupası'nda. Üstüne üstlük Griezmann’ın aksine Reus bu süre zarfında sakatlığı nedeniyle Almanya'nın Dünya Kupası zaferini de kaçırdı.
Döktükleri ter ile kesinlikle lig şampiyonlukları hak etmişlerdi ama futbol onlara bu konuda hiç iyi davranmadı..
Boynunda Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi, Dünya Kupası ve 2 adet Avrupa Şampiyonası madalyaları olan bir oyuncunun, özellikle de görece başarılı olduğu dönemlerde üç büyük kulüpte oynamış, hatta Ballon d'Or oylamasında Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo'nun ardından üçüncü olmuşken, yerel bir ligi takımıyla zirvede tamamlamamış olmaması pek olası görünmüyor… Ama o Torres.
Atletico Madrid'de geçirdiği iki dönem arasında, Şampiyonluk yaşamak adına Mavilerin çifte zaferinden altı ay sonra Liverpool'dan Chelsea'ye katıldı, şampiyon olamadı ve Jose Mourinho'nun ikinci döneminde ligi kazandıkları sezon kiralık olarak takımdan ayrıldı. Tesadüf mü yoksa lig başarısının onu sevmemesi mi bilemedik…
Yılın Oyuncusu, Yılın Futbolcusu (iki kez), Ballon d'Or ikinciliği, İngiltere'de üç kez ve Dünya Kupası'nda bir kez Altın Ayakkabı kazandı. Hiç şüphesiz tüm zamanların en iyi forvetlerinden biriydi. Yine de Lineker'in kazandığı büyük kupa FA Cup, Copa del Rey ve Kupa Galipleri Kupası olurken, kariyeri boyunca gördüğü kırmızı ve sarı kart sayısı kadar lig şampiyonluğu yaşadı: yani sıfır.
Leicester ile ikinci ligi kazanmışlığı var ancak bir şekilde en üst lig şampiyonluğu ona nasip olmadı. Everton 1984'ten 1987'ye kadar 1., 2. ve 1. oldu, tahmin edin Lineker hangi sezon oradaydı ve 30 lig golü attı?
Barcelona'ya gittiğinde ise ilk sezon 2. bitirdi. Sonra altıncı. Ardından tekrar 2. oldu ve Barça'nın dört La Liga şampiyonluğu serisine başlamasından hemen önce Tottenham ile ligi üçüncü sırada bitirdi. Japonya'da da şampiyonluğa yaklaşamadı.
Belki de şampiyonluk alamamış futbolcuların en ünlüsü. Geçmişe dönebileceği tek bir fırsatı olsa herhalde ayağının kaydığı Chelsea maçına geri dönmek isterdi. Artık uğursuzluk mu denir ne denir bilinmez ama Liverpool’un Premier Lig şampiyonluğu yaşaması için Gerrard’ın futbolu bırakması gerekiyormuş sanki.
Gerrard’ı anıp onu anmazsak olmaz çünkü Liverpool’da orta sahada Gerrard ne ise defans hattında Carragher oydu. Birbirlerine denk gelen kariyerleri onları aynı mutsuz sona ulaştırdı, yani şampiyonsuzluğa. Ama olsun, birlikte kazandıkları muhteşem hikayesi olan bir Şampiyonlar Ligi kupaları var. Hem de İstanbul’da.
Griezmann için şampiyonluk adeta ondan kaçan bir olgu. Atletico Madrid’deyken Barcelona şampiyonluk yaşadı, Barcelona’dayken Atletico Madrid şampiyonluk yaşadı. Kariyerinin sonuna doğru yaklaşırken hala lig şampiyonluğu için şansı devam ediyor ama başarılı olabilecek mi, göreceğiz. Dünya Kupası'nı kazanmış bir futbolcu olarak bunu sorun etmiyordur belki de.
Roma’da taraftarların en az Totti kadar sevdiği bir isim olan De Rossi, Totti’nin de tek şampiyonluğu olan Roma’nın son şampiyonluğundan sonraki sezonda ilk maçlarına çıkmıştı. Bu şampiyonluğa yetişemediği gibi Roma ile şampiyonluğa da pek yaklaşamadı… Yok yok, aslında çok yaklaştı. Hem de sekiz kez. Kariyeri sırasında Roma tam 8 kez ligi ikinci sırada tamamladı.
Şimdilerde ise Mourinho’nun gönderilmesi sonrasında teknik direktör olarak Roma’nın başında olan isim, ilerleyen sezonlarda futbolcu olarak yaşayamadığı zaferi yaşamanın peşine düşecek.
Atletico'daki Griezmann gibi Reus da Dortmund'un partisine tam da partinin sona ermeye başladığı anda katıldı.
Reus 2012'de Borussia Monchengladbach'tan geldiğinde BVB arka arkaya lig şampiyonluğu kazanmıştı ancak Bayern Münih'in üstünlüğünü yeniden kurması Dortmund'un Reus'un ilk dört sezonunda yedi kez ikincilik yaşaması anlamına geliyordu: bir kez Şampiyonlar Ligi'nde, üç kez Bundesliga'da ve üç yıl üst üste Almanya Kupası'nda. Üstüne üstlük Griezmann’ın aksine Reus bu süre zarfında sakatlığı nedeniyle Almanya'nın Dünya Kupası zaferini de kaçırdı.